Pandemiye Sonbahar mevsimi ile birlikte üst solunum yolları enfeksiyonlarının da eşlik edeceği bir döneme giriyoruz. Biliyoruz ki üst solunum yolu enfeksiyonları çocuklarda ve orta yaş üzerinde sık görülmekte. Haliyle bu dönemde koronovirüsten bağımsız yani Covid 19 testi negatif olup üst solunum yolları enfeksiyonu geçiren kişilerde antibiyotik kullanımı da artacaktır. Antibiyotik uygun dozda ve sürede kullanılması gerektiği durumlarda önemli bir ihtiyaç fakat çocuklar dahil tüm bireylerde gereğinden fazla antibiyotik kullanımı antibiyotiğe direnç göstererek üst solunum yolu hastalığı tekrarladığında hastalığın iyileşme süresini de olumsuz etkileyebilmektedir. Hatta çoğu antibiyotiğe direnç gösteren hastalar kullandıkları antibiyotiği de malesef boşuna kullanmakta çünkü direnç nedeniyle enfeksiyon iyileşmemektedir.

Bu bağlamda Ağustos 2020 yılında Oxford Üniversitesi Tıp Fakültesi Temel Sağlık Bilimleri Fakültesi bilim adamlarının 14 tane önemli klinik araştırmayı analiz edip derledikleri makalelerinde üst solunum yolu hastalıklarında öksürük, boğaz ağrısı ve burun tıkanıklığı gibi belirtilerin tedavisinde balın ilaçtan daha etkin olduğunu tekrar kanıtlaması bal ve arı ürünlerinin sağlıklı yaşamda tüketmenin gerekliliğinin önemini tekrardan açıklamış oldu. Klinik olarak hem çocuklar hem yetişkinler üzerinde bal ve bal ürünlerinin kullanımı ile antihistaminik, öksürük ilaçları, antibiyotikler ve ağrı kesici kullanımlarıyla karşılaştırıldığında balın başta öksürük olmak üzere semptomları azaltmada antibiyotik ve diğer ilaçlardan daha etkili olduğu belirlendi. Düzenli bal tüketmek öksürük sıklığını % 36, öksürük şiddetinin azaltılmasında ise % 44 oranında antibiyotiklere göre daha etkili olduğu bildirildi.

Pandemi ve mevsimsel nezle, soğuk algınlığı, gribin çocukların yeni eğitim yılında dirençli olmaları, yetişkinlerin ise iş performanslarının üst düzeyde olması için balın doğal bir ilaç olduğunu hatırlatmak hatta her gün düzenli olarak günün istediğiniz zamanında yenilmesinin çok değerli olduğunu isterim.  İçerisinde bulunan glikoz ve fruktoz sayesinde lezzetini alan balın doğal yapısında oligoakkaritler dahil birçok çeşit enerji veren sağlıklı karbonhidratlar, enzimler, amino asitler, polifenoller, vitaminler ve mineraller dahil bulundurduğu birçok biyoaktif bileşenler sayesinde üst solunum yolları enfeksiyonlarında etkili olmaktadır.

Bugün tüm bilimsel araştırmaların doğanın arılar sayesinde çiçek nektarlarından kovana doldurduğu bu altın renkli koyu kıvamdaki mucize besin balın içerdiği; ferulik asit, apigenin dahil çok farklı flavonoidler, arjinin, sistein ve glutamik asit gibi amino asitler, askorbik asit, tokoferol ve beta karoten gibi güçlü antioksidanlar sayesinde viral ve bakteriyal birçok hastalıktan korunma veya hastalığa bağlı belirtilerin şiddetinin çok ciddi azaltılmasında biyolojik yarar sağlayan temel besin öğelerinden kaynaklandığı bilinmektedir. Bal immün sisteminde düzenli çalışmasında özellikle kırmızı kan hücrelerinin hücre zarlarının oksidatif strese maruziyetini önleyerek sağlamaktadır. Böylece bal tüketen kişilerin kemik iliğinde üretilen kırmızı kan hücrelerinin hem biyolojik etkinliği hem de fonksiyon olarak bağışıklığın düzenli çalışmasında daha yüksek yarar sağladığı belirtilmektedir.

Avrupa Gıda Bilgi Komisyonu 2020 yılındaki açıklamasında 1 yaşından büyük arı ürünlerine alerjisi olmayan tüm çocuklar ve yetişkinler hem bağışıklık sistemini güçlendirmek hem de üst solunum yolları enfeksiyonundan korunmak için kahvaltıda bal tüketmeleri, sıcak içecekler ve süte bal ekleyerek günde 1 veya 2 yemek kaşığı balı düzenli yemelerini önermektedir.

Propolis ise basil başına süper bir antiviral ilaç diyebilirim. Covid 19’dan korunmak için literatürde bilimsel olarak kanıtlanmış tek doğal yiyecek olduğunun altını çizmeliyim. Bu nedenle çocuk yetişkin herkesin mutlaka propolis kullanması oldukça önemli. Çünkü propolis koronavirüsün akciğerde fibrosiz dediğimiz geriye dönüşümsüz yapısındaki bozulmaya neden olan solunum sıkıntısını açığa çıkaran mekanizmalardan ACE2 reseptörlerinin akciğer hücreleri içerisine girişini azaltarak mucize etki yaratabilmektedir. Covid 19 atipik zatürreye kemokinlerinlerin sayısını arttırarak ve proinflamatuvar sitokinler olan Il 6, IL 1 ve TNF alfa faktörü active akciğer tutulumunu ağırlaştırmaktadır. Propolis için 2020 yılı Ağustos ayında Biomedicine and Pharmacotherapy dergisinde yayınlanmasına onay verilen makalesinde güçlü antiinflomatuvar etki sağlayarak bağışıklığı zenginleştirerek virüsün replikasyonunu azaltıp koronavirüse karşı hem koruma hem de tedavide çok önemli bir arı ürünü olduğu açıklandı. Propolis doğal yapısında içerdiği kafeik asit fenetil ester, galangin, kuersetin, hesperidin ve kafeik asit sayesinde virüslere karşı potansiyel güçlü koruyucu etki gösterdiği bildirilmektedir.  

Araştırmalar doğal balın üst solunum yolu enfeksiyonlarında koruyucu etkisinin bulunduğunu, propolisin ise hem bağışıklık sisteminin düzenli çalışmasında hem de koronavirüse karşı virüsün hücre içine girmesini önleyici rolünün aktif olması için etken madde oranının yüksek olan ürünü tercih etmenin gerekliliğini açıkça vurguluyorlar. Yani etken madde içeriği düşük propolis ürünü yeterince viral enfeksiyonlardan malesef koruyamadığı gibi sahte balların tüketimi de balın grip, soğuk algınlığı gibi hastalıklarda ne boğazın yumuşamasını ne de öksürüğün azalmasına etki etmiyor.

Bu nedenle propolis alırken eczanelerden etken madde miktarı dediğimiz kafeik asit fenetil ester içeriği net olarak etiketinde belirtilen, hijyenik olarak tüketiciye sunulmuş saşeler içerisinde alkol içermeyen su bazlı saf propolisi tercih etmek gerekiyor. Bal olarak ise bal analizi laboratuvarlarında tüm analizleri yapılmış, antibiyotik kalıntısı olmayan ve balın tüm sağlık bileşenlerinin korunduğu, “Bal Aromalı Şurup” ifadesi içermeyen kavanozda steril olarak satılan balları satın almakta ısrarcı olmanızı tavsiye ederim.

Peki bal ve propolisi sağlıklı beslenme düzeninde en yararlı şekilde nasıl tüketelim diyorsanız sizlere önerim balı süt, yogurt gibi süt ürünlerinde ayrıca siyah ve bitki çayları gibi sıcak içeceklerde veya taze meyveyle karıştırarak gün boyunca istediğiniz öğünde yiyebilirsiniz. Propolisi ise taze sıkılmış meyve suyu veya sütlü hazırlanmış koyu kıvamlı lezzetli içeceklere ekleyerek kolayca tüketebilirsiniz. Unutmayın propolisin sağlık üzerine etkisi en az 21 günlük kullanımda gerçekleşmektedir. Ve yaşam boyu propolisi hiçbir yan etki olmadan da kullanabileceğinizi hatırlatmakta yarar görüyorum.