Bağırsaklardan bakteriyel sentez ile çok az miktarda K, B 1, B 2
vitaminleri yanında B 12 vitamini de sentezlenebilmektedir. Fakat genel
olarak B 12 dahil sentezlenen bu miktarlar tüm vitaminler için
vücudumuzda günlük tüm metabolik fonksiyonlarımızı yerine
getirmek için yeterli değildir. Bu nedenle mutlaka besinlerle
alınması gerekmektedir. B 12 vitaminin ise ayrı bir yeri vardır
çünkü bitkisel besinlerde bulunmayan, hayvansal kaynaklarda yer alan
tek vitamindir.

B12 yeteri kadar alınamadığında kansızlığın bir çeşidi olan;
kırmızı kan hücrelerinin büyük ve oval hale geldiği ve kemik
iliğinden uygun oranda dolaşıma geçemediği pernisiyöz anemi başta
olmak üzere sinir sisteminde bazı sorunlar baş gösterebilmektedir.
Ülkemizde yetişkin bireylerde %20’lere varan sıklıkta, yaşlıların
ise %30-40’ında B 12 eksikliği görülmektedir. Ben de kilo verme
amacıyla bana başvuran her 10 danışanımdan birinde halsizlik,
solukluk ve ayakta karıncalanma şikayetlerini öğrendiğimde de
doktorun istediği kan tahlili içerisinde B 12’nin eksikliğine
rastlıyorum. Diğer 5-6 danışanımda da genelde kan değerlerinin alt
sınırlara yakın olduğunu görüyorum. Beslenme değerlendirmesi
yaptığımda genelde bu eksikliğin temel nedeninin B 12’den zengin
yiyecekleri çok az tüketmelerine bağlıyorum.  Bunun yanında
bilimsel çalışmalarda emilim bozukluğuna neden olan intrensek
faktör eksikliğinin, midede pariyetal hücre defekti nedeniyle oluşan
pernisiyöz aneminin, gastrit, Chron, çölyak, mide ameliyatları gibi
gastrointestinal hastalıkların, mide asidini azaltan ilaçların ve
diyabet ilaçlarından metforminin kullanımının da B 12 vitamini
eksikliğine neden olduğu ortak görüştür.

Bugün sizlere ülkemizde sıklıkla görülen B 12 vitamini
tanımını, ne işe yaradığını,  ne tüketirsek bu vitamini tam ve
yeterli tüketebileceğimizi ve kullanılan B 12 desteklerinin
çeşitlerini anlatmak istiyorum.

B12 SİNİR SİSTEMİNDE GÖREVLİ

B 12 vitamini, kobalt içeren suda çözünebilir B grup vitaminlerden
biridir. Bu nedenle ‘kobalamin’ olarak da bilinir. Kırmızı kan
hücrelerinin üretiminde, sinir sisteminin korunmasında, DNA ve sinir
hücrelerinin etrafını saran myelin kılıf sentezinde görev alır.
B 12 vitamini ayrıca B 6 ve folik asitle birlikte kanda homosistein
amino asidini düşürmede görev alarak kalbi ve kalbe giden damarları
koruyucu etki oluşturur. Çünkü yüksek seviyelerde homosistein
koroner arterlere zarar verebilir ya da kanda pıhtılaşmayı
kolaylaştırarak kalp krizi ve felç riskini artırabilir. Ayrıca
homosistein osteoporoz gelişiminde de rol oynamaktadır ve
çalışmalarda B 12 eksikliği olan bireylerin kemik mineral
yoğunluğunun daha düşük olduğu gösterilmiştir.

B 12 TEMEL KAYNAĞI ET, TAVUK, BALIK, YUMURTA, SÜT

B 12 vücutta üretilemediği için besinlerle alınmalıdır. Başlıca
kırmızı et, tavuk, hindi, balık, yumurta ve süt ürünleri gibi
hayvansal kaynaklarda bulunur. Yapılan son araştırmalarda bir alg
olan spirulina, soya ürünleri ve yosunların B 12’nin bitkisel
kaynağı olabilecekleri önerilse de bitkisel besinlerdeki B 12
vitamininin insanlar için kullanılabilir olmadığı
düşünülmektedir. B 12’nin diyetle alınması önerilen düzey
yetişkinler için 2.4 mikrogramdır. Bir porsiyon alabalık 5.4, bir
porsiyon somon 4.8, bir porsiyon mezgit 1.8, bir adet konserve ton
balığı 3.5, bir porsiyon sığır eti 1.4, bir su bardağı süt 1.2,
bir kase yoğurt 1.1, bir dilim peynir 1, bir yumurta 0.6, bir porsiyon
tavuk eti ise 0.6 mikrogram B 12 vitamini içerir. Suda çözünen
diğer vitaminlerin aksine B 12 karaciğer, böbrek ve diğer dokularda
depolanabilir. Yetişkinlerde vücuttaki toplam depo 2 ile 5 miligram
arasında değişir ve bunun %80’i karaciğerde bulunur. Günlük
besinlerle alınan B 12 düzeyi, vücuttaki depolara nazaran çok az
miktarda olduğundan B 12 eksikliğinin gelişmesi yıllar içerisinde
ortaya çıkar.

EMİLİMİ İÇİN İNTRENSEK FAKTÖR GEREKLİ

Besinlerden alınan B 12 vitaminin emilebilmesi için ilk olarak
bağlandığı proteinden ayrılmasını sağlayan hidroklorik asit ve
midede protein sindirimini sağlayan enzimlerin varlığı gereklidir.
Daha sonra B12 vitamini ‘intrensek faktör’ olarak adlandırılan ve
mide tarafından yapılan bir proteinle birleşerek ince bağırsağın
son kısmına ilerleyerek vücut tarafından emilir. İntrensek faktör
yokluğunda veya mide asiditesini azaltan durumlarda B 12 emiliminde
sıkıntı oluşur. Yaşlılarda midede hidroklorik salınımı
azaldığı için B 12 vitamini eksikliğine sık rastlanır.

B 12 EKSİKLİĞİNİN SAPTANMASI

B12 eksikliği kemik iliği yetmezliğine ve nörolojik sistemde geri
dönüşümsüz hasara neden olduğu için erken teşhis ve tedavi çok
önemlidir. Vitamin B 12 eksikliğini saptamak için kanda homosistein
ve B 12 seviyelerine, kan ve idrarda metilmalonik asit seviyelerine
bakılır. Vitamin B 12’nin  metabolik yolundaki homosistein ve
metilmalonik asit olarak adlandırılan iki bileşen eksiklik durumunda
yükselir. Bunun yanında teşhiste kullanılan yeni bir parametre
holotranskobalamin düzeyidir. Holotranskobalamin düzeyi eksiklik
durumunda azalır. Bu ölçümün daha hassas olduğu
düşünülmektedir. Bir diğer bir test olan ‘şiling’ testi, intrensek
faktör salınımında bozukluk olup olmadığını anlamak için
kullanılmaktadır. Bu testte, ağızdan radyoaktif B 12 vitamini
alınmakta ve idrarla atılıma bakılmaktadır. Düşük ya da normal
idrarla atılım, intrensek faktör eksikliğine bağlı olarak, B12’nin
emiliminin bozulduğunu göstermektedir.

HAMİLELİK DÖNEMİNDE YETERLİ B 12 ALIMI ÇOCUĞUN GELİŞİMİ
İÇİN TEMEL

             B 12 vitamini hamilelik sürecinde fetusun sağlıklı
gelişiminde önemlidir ve bu dönemde günlük B 12 gereksinimi
artmaktadır. Folik asit ve B12 eksikliklerinin her ikisi de gebelikte
tekrarlayan düşük ve preeklampsi, fetal anomaliler gibi sonuçlara
neden olabilmektedir. Türkiye’nin Güneybatı bölgesinde yapılan bir
çalışmada hamileliğin ilk üç ayındaki kadınların %30’unda B 12
eksikliği tespit edilmiştir. Bu kadınların hiçbiri vejetaryen
olmamasına rağmen et tüketimlerinin düşük olduğu bildirilmiştir.
Başka bir çalışmada ise hamileliğin son 3 aylık periyodundaki anne
adaylarında B 12 vitamini eksikliği %27 olarak saptanmıştır.

VEJETARYEN ANNELERİN ÇOCUKLARINDA RİSK YÜKSEK

Vitamin B 12 eksikliği yenidoğan, süt çocukluğu döneminde katı
vejetaryen  olan ve pernisiyöz anemisi olan annelerin çocuklarında
görülür. Çocuklarda klinik bulgular yetişkinlerden daha farklı
olabilir. Süt çocukluğu döneminde büyüme geriliği, motor
gelişimde gerilik, uyuşukluk, solukluk, ellerde titreme, iştah
azalması ve çevreye ilgisizlik gelişebilir.

B 12 EKSİKLİĞİ SEMPTOMLARI

B12 eksikliğinde anemiye bağlı solukluk, taşikardi, solunum
düzensizliği gibi hematolojik bozukluklar; el ve ayaklarda
karıncalanma ve uyuşma hissi, bilişsel değişiklikler, unutkanlık
gibi nörolojik bozukluklar ve yaşlılarda depresyon, demans gibi
psikiyatrik bozukluklar oluşabilir. Dilin üzerindeki papillarda
silinme, düzleşme görülebilir ve dil normalden parlak, kırmızı
bir renk alabilir. B 12 eksikliği bu şikayetlerle kendini
gösterebileceği gibi hiçbir belirti vermeden veya anemi olmadan da B
12 eksikliği olabileceği unutulmamalıdır.

B 12 EKSİKLİĞİNİN TEDAVİSİ

B 12 eksikliğinde tedaviye yanıt hızlıdır ancak tedavi doz, şekil
ve süresi konusunda çok farklı görüşler bulunmaktadır.  Tedavide
kullanılan B12 formları siyanokobalamin, hidroksikobalamin ve
metilkobalamindir. Tedavide en çok siyanokobalamin kullanılır. Fakat
hidroksikobalaminin dokuya daha güçlü bağlanması nedeniyle daha az
enjeksiyon uygulanması siyanokobalamine göre avantaj sağlamaktadır.
B12’nin siyanokobalamin formunda 1000 mikrogramlık ampüllerden oluşan
ticari formu vardır. Hidroksikobalaminin ise B kompleks ampülü
şeklinde formları piyasada bulunmaktadır. Tedavide damardan ve oral
her 2 yöntemle de kullanılabilir.  Metilkobalamin formu ise ışığa
duyarlı olduğu için tedavide fazla kullanılmamaktadır. Çoğu
ülkede B12 siyanokobalamin veya hidroksikobalamin formunda kas içi
enjeksiyon ile verilir. Bununla birlikte, hem doz hem de uygulama ile
ilgili uygulamalar önemli ölçüde değişmektedir.

Diyetle yetersiz alım ve emilim bozuklukları varlığında
siyanokobalamin damardan 1 hafta boyunca günde 1000 mikrogram, daha
sonra 1 ay boyunca haftada 1000 mikrogram, daha sonra her ay da 1000
mikrogram B12 eksikliği düzelene kadar şeklinde tavsiye edilmektedir.
Eğer şiddetli nörolojik belirtiler oluşmuşsa en az 1-3 ay boyunca
günde 1000 mikrogram, eğer pernisiyöz anemi varsa ömür boyu günde
1000 mikrogram B 12 takviyesi gerekir. Hidroksikobalamin için ise
pernisiyöz anemi ve nörolojik tutulumu olmayan hastalarda,
başlangıçta haftada 3 kez 2 hafta sonra her üç ayda bir kez 1000
mikrogram kas içine olarak önerilmektedir.

Ülkemizde siyanokobalamin için önerilen doz, damardan tedavi için
kas içi veya deri altına enjeksiyon ile günde 100-1000 mikrogram 1
hafta süreyle her gün, takiben haftada 2 gün 2 hafta süreyle, sonra
haftada 1 defa 1-2 hafta süreyle, en son aylık tedavi şeklinde
verilir. Oral tedavi için 1 hafta süreyle her gün 250-1000 mikrogram,
takiben haftada 2 gün 2 hafta süreyle, sonra haftada 1 defa 1-2 hafta
süreyle, en son aylık tedavi verilir. Araştırmalarda oral takviyenin
damardan takviye kadar etkili olduğu bu nedenle her ikisinin de tercih
edilebileceği gösterilmiştir.

ÇOCUKLAR VE HAMİLELERDE B 12 TAKVİYESİNİN DOZ VE SÜRESİ

Çocuklarda da yetişkinlerdeki gibi oral veya damardan B 12 tedavisi
değişik doz ve sürelerde kullanılmaktadır. 1000 mikrogram
siyanokobalamin 1 hafta süreyle her gün, sonra 100 mikrogram haftada
bir 1 ay, sonra ayda bir 100 mikrogram verilmesi şeklindedir. Hamilerde
ise anemi teşhis edildiğinde B 12 kullanılır ve tedavi
yetişkinlerdekine benzerdir.