Safra kesesi taşları ülkemizde 4 milyondan fazla kişiyi
etkiliyor. Tedavi edilmemesi durumunda sarılık ve siroz gibi ciddi
karaciğer hastalıkları ortaya çıkabiliyor. Safra taşı
oluşumuna, doğru beslenerek engel olabilirsiniz

Yapılan bilimsel araştırmalar aşırı enerji alımının, yüksek
glisemik indekse sahip ve rafine şeker içeren besinlerin sık
tüketiminin, doymuş ve trans yağdan zengin, diyet lifinden fakir bir
beslenme şeklinin safra kesesi taşını artırdığını
gösteriyor. Ayrıca öğün atlamak ve yeterli, düzenli fiziksel
aktivite yapmamak da safra taşları için önemli bir risk etmeni.
Bugün sizlerle doğru beslenerek safra kesesi taşlarından korunmanın
en kolay yollarını ve karaciğeri korumak için önerilerimi
paylaşmak istiyorum.

SAFRA TAŞI NEDEN OLUŞUR?

Safra kesesi, karaciğerin alt kısmında bulunan 7-10 cm uzunluğunda,
3-4 cm genişliğinde, 30-60 mililitre hacminde torba şeklinde bir
organdır. Safra kesesi karaciğerde üretilen safrayı açlık
dönemlerinde depolamak ve sindirim sırasında safranın tekrar
bağırsağa gönderilmesinde rol alır. Safra, karaciğerde
ayrıştırılan maddelerin vücuttan atılmasını sağlar. Safranın
en önemli görevleri yağların ve yağda eriyen vitaminlerin emilimini
sağlamak, pankreastan salınan yağ sindiriminde görevli enzim olan
lipazı aktive etmek ve ince bağırsakta alkali bir ortam
oluşturmaktır.
Safra taşlarının yüzde 70’ini kolesterol, bilirubin ve kalsiyum
tuzlarından oluşan kolesterol taşları oluşturur. Genetik
yatkınlık, ilerleyen yaş, kötü beslenme alışkanlıkları ve
inflamasyona neden olan obezite, diyabet gibi hastalıkların
varlığında safra kesesinin mukozasında değişiklik meydana gelir ve
emilim yeteneği etkilenir. Bunun sonucunda su ve safra asidi emilimi
artar, ardından kolesterol çökelti oluşturur ve safra taşları
oluşur. Safra taşlarında karnın sağ üst kısmında, sırta da
vurabilen ağrı, şişkinlik hissi, bulantı ve kusma en çok
karşılaşılan belirtilerdir. Ancak hastaların yüzde 70-80’i
asemptomatiktir yani bu şikayetlerden hiçbiri yoktur. Safra
taşlarının tedavi edilmemesi ilerleyen evrelerde safra ve
karaciğerde hasara neden olabilir. Safra kesesi taşlarının neden
olduğu en çok karşılaşılan hastalık tıpta kolesistit olarak
adlandırılan safra kesesi iltihabıdır.

KADINLARDA DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

             İlerleyen yaşlarda safra taşına daha sık rastlanmakla
beraber, 20-60 yaş arasındaki kadınlarda safra taşı [2] görülme
sıklığı, erkeklere göre 3 kat daha fazladır. Ailesinde safra
taşı öyküsü olan kişilerde de risk artar. Östrojen içeren
ilaçların kullanımı da safra taşı oluşumuna katkıda bulunan bir
diğer faktördür. Bilimsel çalışmalar, östrojen içeren ilaç
alımının postmenapozal kadınlarda safra taşı riskini 2.5 kat
arttırdığını bildirmektedir.

             Obezite, özellikle de karın çevresindeki yağlanma da
safra taşı için önemli bir risk faktörüdür. Bunun yanında şeker
hastaları da safra taşı için daha riskli bir grup içerisinde yer
alır. Diyabetik bireylerin safra keseleri genellikle büyümüştür ve
bu da safra kesesinin hareketliliğini bozarak taş oluşumuna neden
olur.

ÖĞÜN ATLAMAYIN, LİFLİ BESLENİN

             Özellikle yüksek enerjili, rafine karbonhidrat, yüksek
kolesterol, doymuş yağ içeriği zengin, yüksek protein, tuz, az
miktarda diyet lifi içeren besinlerin tüketiminin, öğün atlamanın
ve yetersiz fiziksel aktivitenin safra taşı oluşumunu tetiklediği
biliniyor. Bunun yanında güncel araştırmalar özellikle sebze ve
meyvenin, sağlıklı yağların, folik asit, C vitamini, magnezyum,
demir, potasyum ve fosfordan zengin besinlerin taş oluşumundan
koruyucu faktör oldukları bildiriliyor. Ayrıca vitamin ve
minerallerden zengin, bitkisel ağırlıklı, yeterli enerjiye sahip,
kolesterol, doymuş ve trans yağ içeriği düşük, sağlıklı bir
beslenme safra taşı olan hastaların da ağrı ve gastrointestinal
semptomlarını azaltmada etkili olur.

TRANS YAĞLARDAN UZAK DURUN

             Yapılan bilimsel çalışmalar diyetle kolesterol, toplam
yağ ve özellikle doymuş yağ asidi alımı ile safra taşı oluşumu
arasında doğrusal bir ilişki olduğunu gösteriyor. Aksine tekli ve
çoklu doymamış yağ asitlerinden zengin bir diyetin ise safra kesesi
taşı oluşumundan koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Doymuş yağlar
safra kesesinin kasılmasına neden olacağından diyette
kısıtlanmalı. Tereyağı, kuyruk yağı, iç yağı gibi hayvansal
yağlar, sucuk, pastırma, salam, sosis, sakatatlar, tavuğun derisi,
etlerin yağlı kısımları, kaymak, krema, mayonez, çikolata, pasta
sosları beslenmede sınırlanmalı. Yemekler sağlıklı beslenme
ilkelerine uygun pişirilmeli; et ile yapılan yemeklere yağ
eklenmemeli, yemekler yağda kızartılmamalı, ızgara, haşlama veya
fırında pişirme yöntemleri kullanılmalı. Yemek ve salatalar için
zeytinyağı tercihiniz olmalı, ceviz, fındık, badem, kaju gibi
sağlıklı yağ kaynakları beslenmenizde yer almalı.

MEYVE VE SEBZELER MEVSİMİNDE TÜKETİLMELİ

             Kolesterolün safra asidine dönüşebilmesi için C
vitamini gereklidir. Düzenli C vitamini takviyesi ve diyetle yeterli C
vitamini alımı taş oluşumunu engeller. Bunun yanında folik asit,
magnezyum, demir, potasyum ve fosfor, safra taşından koruyucu rol
oynar. Tüm bu vitamin ve mineralleri daha fazla sağlamak için
sağlıklı protein, karbonhidrat ve yağ içeren dengeli diyetinize
mutlaka çeşitli, mevsiminde meyve ve sebzeleri eklemenizi öneririm.

TAM TAHILLAR VE KURUBAKLAGİLLER

             Glisemik indeksi yüksek besinler, plazma trigliserit
değerini yükseltip, HDL kolesterolünü düşürüp insülin direnci,
metabolik sendrom ve safra taşına neden olabilir. Karaciğerde
artmış kolesterol sentezi hepatik insülin direncine ve emilim
bozukluklarına neden olarak safra taşı oluşum riskini arttırır.
Amerika, İngiltere, Japonya ve Çin’de yapılan birçok bilimsel
çalışmanın sonucunda, yüksek enerji ve karbonhidrat içeriğine
sahip, düşük lifli besinlerle beslenen kişilerde safra taşı
riskinin arttığı ortaya konulmuştur.

3 ANA 2 ARA ÖĞÜN YAPILMALI

             Açlıkta, karaciğer ile safra arasındaki kapakçığın
kasılmasıyla karaciğerdeki safranın yaklaşık yarısı, hem
depolanmak hem de yoğunlaştırılmak üzere safra kesesine
aktarılmaktadır. Öğün arasındaki sürede safra kesesinde biriken
safra yaklaşık 5 kat yoğunlaşabilir. Ayrıca 12-18 kata kadar da
yoğunlaştırılabilme kapasitesine de sahiptir. Açlık süresinin
artması safra yoğunluğunu ve safra taşı oluşum riskini artırır.
Safra taşından korunmak için 3 ana öğün, en az 2 ara öğün
olacak şekilde beslenme alışkanlığı kazanmalısınız.

HER GÜN YÜRÜYÜŞ ŞART

             Düzenli fiziksel aktivite yapanlarda safra taşı oluşum
riski azalır. Düzenli fiziksel aktivite plazma HDL kolesterolünün
artmasını, kan yağları olan trigliserit düzeyinin ise düşmesini
sağlar ve safra taşı oluşumunu önler. Bilimsel çalışmalar
haftada 5 gün 30 dakika yapılan fiziksel aktivitenin safra taşı
oluşum riskini yüzde 34’e kadar düşürdüğünü gösteriyor. Ben
sizlere hem obezitenin önüne geçerek hem de kan yağlarını
düzenleyerek safra taşı oluşumunu önlemek için haftanın en az 4
günü 60 dakika tempolu yürüyüş yapmanızı öneririm.