Atopik dermatit olarak da bilinen egzama ciltte tahriş, kaşıntı ve
lekelerle karakterize bir cilt hastalığıdır. Dünyada genelinde
çocukların %10-20’sinde, yetişkinlerin ise %1-3’ünde görülen
egzamanın oluşma nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak genetik ve
çevresel faktörlerin birbiriyle etkileşimi sonucu ortaya çıktığı
düşünülmektedir. Egzamanın tedavisi ilaçlar, cilt bakımı ve
beslenme stratejilerini içeren bir süreçten oluşmaktadır.

HAMILELIK DÖNEMINDE PROBIYOTIK FAYDA SAĞLAYABILIR

Egzamanın önlenmesi için beslenme stratejileri anne karnında
başlamaktadır. Dünya Alerji Örgütü 2015 yılında yayınladığı
kılavuzda egzamayı önlemesi nedeniyle, alerjik çocuğa sahip olma
riski yüksek olan hamile kadınların ve alerji geliştirme riski
yüksek emziren annelerde probiyotik desteğinin faydalı olabileceğini
bildirmektedir. Bu bağışıklık hücrelerinin plasenta aracılığı
ile bebeğe geçmesi ile sağlanmaktadır.

ANNE SÜTÜ EGZAMAYA KARŞI KORUYUCU

Egzamanın önlenmesinde etkili olan en önemli besin anne sütüdür.
Anne sütü hastalıklara karşı koruyucu antikor, probiyotik ve
prebiyotik içeriği sayesinde bu etkiyi oluşturmaktadır. Özellikle
anne sütünde yoğun bulunan bir prebiyotik olan
galaktooligosakkaritler çocuklarda bağışıklıkta rol oynayan
immünglobülin seviyelerini olumlu etkilemektedir.

PREBIYOTIK BESINLER BESLENMEYE EKLEYIN

Enginar, pırasa, soğan, sarımsak, yer elması, kereviz, kuşkonmaz
gibi sebzeler, muz, üzüm, elma, çilek gibi meyveler ve kuru
baklagiller, karabuğday, tam buğday ürünler, fındık, badem, ceviz
gibi kolonda yararlı mikroorganizmaların çoğalmasını
kolaylaştıran prebiyotik besinler bağışıklığı güçlendirmede
etkindir.

OMEGA 3 YAĞ ASITLERI, ANTIOKSIDAN VITAMIN VE MINERALLER ETKILI

Bağışıklık sistemini destekleyen bazı besinlerin inflamasyonu
önleyici etkilerinden dolayı alerji ve egzama riskini azalttığına
dair çalışmalar mevcuttur. Bunlardan omega 3 çoklu doymamış yağ
asitlerinin en zengin kaynağı yağlı balıklar haftada en az 2 kez
tüketilmeli; keten tohumu, semizotu, Brüksel lahanası, kuru fasulye,
nohut ve ceviz gibi bitkisel besinlere de sofralarda yer
açılmalıdır. Bunun yanında tahıllar, baklagiller, sebze ve
meyvelerden alınan diyet lifleri; balık yağı, süt ürünleri ve
yumurtadaki A vitamini; turunçgillerde, çilek, kuşburnu, domates,
lahana, ıspanak, yeşil biber gibi besinlerde bulunan C vitamini;
zeytinyağı, kuru yemişler ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunan E
vitamini; kırmızı et, deniz ürünleri, kuruyemişlerde bulunan
selenyum, çinko gibi antioksidan mineraller; yeşil yapraklılar,
baklagil ve tahıllarda bulunan folik asit egzama riskini azaltmaya
yardımcı olabilmektedir.

BAZI BESINLER EGZAMAYI TETIKLEYEBILIR

Besin alerjisi ve egzamanın genellikle hastalarda birlikte
görüldüğü; vücuda alınan besin alerjenlerin bağışıklık
sistemi olan deride mast hücreleri ve lenfoid dokuyu aktive ederek
kaşıntı ve tahrişin artmasına neden olabileceği gözlenmiştir.
İnek sütü, yumurta, yer fıstığı, kaju, ceviz, balık, soya,
buğday, domates, mandalina, greyfurt, limon, turunç gibi asidik
meyveler ve maya gibi besinler egzamayı tetikleyebilmektedir. Bu
nedenle egzaması olan bireylerin alerji ve immünoloji uzmanı
tarafından değerlendirilmeli ve hangi besinlerin egzama şikayetlerini
artırıp artırmadığı sorgulanmalı, kaşıntı ve tahrişi artıran
besinler tercih edilmemelidir. Buna ek olarak hazır paketli besinlerin
içeriğindeki katkı maddeleri birçok hastalıklarla birlikte egzama
üzerinde de zararlı etkiler göstermektedir. Bu nedenle içeriği
bilinmeyen besinlerden uzak durulmalıdır.

ÇORBA, YEMEK VE SALATALARA ZERDEÇAL VE ÇÖREK OTU EKLEYIN

Çorba, yemek ve salatalara ekleyeceğiniz zerdeçal içeriğindeki
aktif bileşen kurkimin, çörek otu da timokinon sayesinde
bağışıklığı güçlendirerek egzamaya karşı koruyucu etki
oluşturmaktadır. Bunun yanında apiretapi dediğimiz bal, polen, arı
sütü, propolis arı ürünlerinin tüketimi de bağışıklığın
güçlenmesine ve egzamadan korunmada etkilidir.