NAR MEYVESİ TANELERİNİ ÇEKİRDEKLERİ İLE TÜKETİN

Ben nar meyvesine “eczane bitki” diyorum. Ayurveda tıbbında aft, ishal, ülser ve kuvvet verici olarak kullanılan nar bizim bulunduğumuz coğrafyada daha çok antidiyabetik olarak kullanılmıştır. Bugün ise nar ile ilgili kanser önleyici, kalp-damar hastalıklarından koruyucu, diyabet, diş eti hastalıkları ve morötesi ışınların zararlı etkilerinden koruyabilen tedavi edici, hastalıklardan koruyucu doğanın bizlere armağanı olduğunu kanıtlayan birçok makale yayınlanmaktadir. Ve sadece 1 kase nar tanesi veya 1 su bardağı nar suyu tüm bu olumlu etkiler için yeterli miktar. Şişmanlık, artrit ve Alzheimer hastalıklarda da olası olumlu yönleri yeni çalışmalarla desteklenen nar meyvelerin kralı diyebilirim. 

Nar meyvesinde onu bu kadar değerli olmasına neden olan fenol adlı bileşenler açısından çok zengin olmasıdır. Flavonodilerden antosiyanidin, kateşinler, tanin grubundan ise pursinik asit, gallik asit ve ellajik asitten çok miktarda içerir. Nar tanesinin diğer meyvelerden ayıran farkı fruktoz, glikoz, sağlıklı yağ asitleri, mineraller ve polifenollerden fazlaca bulundurmasıdır. Nar yağı pursinik asit içerir ki bu arterlerde yağ damlacıklarının eriyip damara yapışmasını önler. Nar suyu ise antioksidan bombasıdır. 

Narın Çekirdekleri Doğal Damar Temizleyici

Meyveleri kendi formunda yiyin taze sularını tüketmeyin konusu narın için geçerli değildir. Nar hem tanesi hem suyu olarak tüketmek doğrudur. Çünkü nar tanesinin çekirdekleri iyice dişleriniz yardımı ile ezilerek yenilirse antiaterojenik dediğimiz damar sağlığında etkili pursinik asidi en etkili bir şekilde almış olursunuz. Narın suyu ise antosiyanidin ve ellajik asitten zengindir. Hiçbir nar ekstresi bile bu kadar yüksek oranda bu fenolik bileşikleri içermediği gibi, nar suyunu içtikten sonra da hemen metabolize olarak hızla emilip vücut için yarar sağladığı gibi etkin olamamaktadır. 

Taze Nar ve Nar Suyu Etkili

Narı taze meyve ve taze sıkılmış meyve suyu olarak tüketmek, nar hapları, nar ekstreleri şeklinde kullanmamak gerekmektedir. Çünkü nar ekstrelerinin taze nar kadar etkili bir şekilde vücutta serbest radikalleri temizlemediği, oksidatif stresi önlemediği ve kan yağlarında düşürmeye neden olmadığı gösterilmiştir. Narı sıkarken katı meyve sıkacağından iyice yıkandıktan sonra kabuğu ile atıp sıkmak çok daha fazla bedene yarar sağlar. Nar kabuğunda gallik asit, kateşin ve antosiyanidin nar tanesi ve nar çekirdekleri ile birleşince sağlığa olumlu etkisi 2 kat daha artmaktadır.

Kanser Hücrelerini Yaşatmıyor

Nar suyu prostat kanseri hücrelerinin yayılmasını, çoğalmasını ve tümörün büyümesini güçlü bir şekilde baskılamaktadır. Günde 180-240 mL nar suyu prostat kanseri olan hastalarda prostat kanseri hücresi sayısında anlamlı azalma sağalayark şifa niteliğinde etkinlik göstermektedir. Prostat kanseri için tanı ve takipte önemli yeri olan PSA düzeyleri nar tanesi ve nar suyu tüketim ile ciddi azalmalara içerdiği polifenoller sayesinde koruyucu etkileri ilaçlar kadar etkili bir meknizma ile yarar sağladığı gösterilmiştir. Erkeklerde sperm arttırıcı etkisi de bulunan nar suyu özellikle sperm kalitesi düşük olan erkeklerde spermin hareket yeteneğini arttırarak üreme fonksiyonuna canlılık kazandırmaktadır. Nar akciğer ve meme kanserinde kanserli hücrelerin yaşam süresini azaltmakta tümör büyüme seyrini düşürmektedir. Çünkü 1 su bardağı nar suyu kanser hastalıklarında tedavi edici düzeyde 570 mg kadar polifenollerden gallik asit içererek bu etkiyi sağlamaktadır.  Bugün akciğer kanseri tedavi ederken nar suyu tüketiminin yararları artık tartışmasız önemli yer tutmaktadır.    

Kalbe En Yararlı Meyve

Kalbi her zaman dinç tutan, kalbe giden damarların sağlığını koruyan pursinik asit tam bir damar temizleyicidir. Pursinik asitten zengin 1 su bardağı nar suyu ateroskleroz önleyicidir. Üzüm ve yaban mersinine göre çok daha etkili bir kalp dostu olan nar kalpteki düz kas hücrelerinde oluşan hasarları azaltarak yaşla birlikte oluşan kalp kası zayıflamasını azaltmaktadır. Nar suyu nitrik oksit dediğimiz vücutta organlarda hasar yaratan maddenin oksidatif yıkımını önleyerek osteoartrit oluşumunu önleyebilmektedir. Nar tohumunda bulunan yağın siklojenaz ve lopooksijenaz enzimlerini baskılayarak osteoartritik kemik dejenerasyonunu kolayca önleyebilmektedir. 

Diyabet Hastaları İçin Şifa

Nar özellikle diyabetiklerde kolesterol ve trigliserit düşürücüdür. Diyabetin ilk gözlenen klinik sorunlarından biri kalp ile ilgili ikincil hastalığın eşlik etmesidir. Diyabette nar suyu içimi kolesterolün emilimini azaltıp dışkı ile atımını arttırdığı, kolesterol metabolizmasında rol oynayan enzimlere yararlı etkiler gösterdiği bulunmuştur. Hipertansiyon hastalarında ise nar tanesi ve nar suyu anjiyotensin dönüştürücü enzim aktivitesini baskılayarak tansiyon yükselmesini önleyici etki sağlar. Tansiyon hastaları 1 su bardağı nar suyu ile kan basınçlarını kontrol altında gün boyu rahatlıkla tutabililer. Nar tanesi yemeklerin hemen ardından diyabetik hastalarda 1 küçük kase olarak tüketildiğinde insülin duyarlılığını düzeltmekte glikosidaz enzim çalışmasını azaltarak besinlerde bulunan karbonhidratların en küçük molekülü olan glikoza yani şekere dönüşünü azaltmakta yani kan şekerinin yükselmesini önlemektedir. 

Morötesi Işınlara Kalkan

Nar güneş ışınlarındaki morötesi A ve B’nin zararlı etkilerinden sizi koruyan tek meyvedir. Bu zararlı ışınlar deri kanseri oluşumunu, derinin yaşlanmasını ve deride incelmeyi sağlayarak cildin genel yapısını yaşla birlikte bozmaktadır. Özellikle yaz aylarında nar tanesi ve nar suyu içmek güneşin zararlı etkilerini neredeyse tamamen ortadan kaldırmaktadır. Nar sadece zararlı güneş ışınları değil çevre ve hava kirliliği nedeniyle vücutta oluşan toksik maddelerin atımını sağlayan doğal detoksifikasyon yapan mucizedir. 2 gün bol nar içeren bir beslenme uyguladığınızda gizli tehlike olarak vücudu sarsan akciğer kanseri, kalp krizi ve kalp hastalıklarına neden olan çevre kirliliği ile bedene aldığınız tüm toksinlerin temizlenmesini sağlayabilmektedir. 

Yan Etkisi Bulunmuyor

Narın ilaçlarla kullanımında da herhangi bir yan etki olmadan rahatlıkla tüketilebileceğini belirtmeliyim. Bugüne kadar narın herhangi bir ilaç ile olumsuz etkileşim gösteren bir bulgu olmamakla beraber karaciğer, kalp ve kan kimyası üzerine çok fazla olumlu etkileri bulunmaktadır. Narı dediğim gibi taze doğal meyve veya taze sıkılmış halde yemek gerekir. Nar gibi birçok meyve ekstreleri iç organlarda konjestiyona veya kreatin düzeyinde artışa yol açabilmektedir. Narın meyve olarak tüketilmesinde nadir de olsa alerjik reaksiyonlar görülebilmektedir. Bu gibi durumda nar yememek hızlı pratik bir sağlık koruyucu olduğunu bildirmekte fayda görüyorum.