Propolis arıların bitki tomurcukları ve salgılarından topladığı
reçinemsi maddeleri işleyerek ürettiği bir arı ürünüdür.
Arıların kovanın hijyenini korumak, kovana böcek gibi yabancı
hayvanların girişini engellemek ve peteklerdeki çatlakları onarmak
için ürettiği propolis adeta bir kalkan görevi görmektedir.
Besleyicilik açısından bakıldığında propolis yapısında
antioksidan birçok fenolik bileşiği yoğun miktarda içermektedir ve
dünyadaki süper besinler arasında değerlendirilmektedir. Propolis
bağışıklık sisteminde güçlü etkili bir arı ürünü olmasının
yanı sıra mide – bağırsak hastalıklarından kalp hastalıklarına,
karaciğer harabiyetinden kansere kadar birçok kronik rahatsızlıktan
korunmada mucizevi bir etki oluşturmaktadır.  Bugün sizlerle
propolisin kanıtlanmış sağlık yararlarını ve propolisi seçerken
dikkat etmeniz gereken önemli noktaları paylaşmak, sizleri bu süper
besin ile derin bir yolculuğa çıkarmak istiyorum.

PROPOLİSİ DAHA YAKINDAN TANIYALIM

Propolis karakteristik bir kokuya ve acı, keskin, baharatlı bir tada
sahiptir. Genelde koyu kahverengi renktedir ancak elde edildiği
bölgeye göre sarı, yeşil, kırmızı, şeffaf gibi renklerde de
olabilir. Propolis içerisinde 300’den fazla bileşik içermektedir.
Propolisin bileşimi bitki kaynağına ve coğrafi bölgeye göre
değişiklik gösterse de yapısındaki temel bileşenlerin oranları
tüm propolislerde benzerdir. Propolisin %45-55’i reçine, %25-35’i
balmumu ve yağ asitleri, %5’i vitamin mineraller ve %10’u ise kafeik
asit fenil ester (CAPE) ve pinosembrin, pinobanksin, krizin, galangin
gibi fenolik bileşiklerden oluşur.

PROPOLİS ALIRKEN DİKKAT ETMENİZ GEREKENLER

Ben Beslenme Uzmanı olarak propolis alırken alkol kullanılmadan
saflaştırılmış su bazlı saf propolisi tercih etmenizi öneririm.
Bunun yanında Propolis alırken uygun şekilde üretilmiş, kalite
standartlarına uygun olmasına mutlaka dikkat edin derim. Propolisin
kalitesinin yüksek olması için propolis tuzakları ile toplandıktan
sonra kimyasal, mikrobiyolojik ve duyusal analizlerden geçmesi gerekir.
Yalnızca standartlara uygun ürünler ekstraksiyon işlemi için depoya
alınmalıdır. Ekstraksiyon işleminden sonra da tekrar analiz edilmeli
ve kalite standartlarına uygunluğu kontrol edilmelidir. Son olarak da
uygun olarak ambalajlanmalıdır.  Tüm bu özelliklere sahip, yeni
geliştirilen teknikler sayesinde suyun çözücülüğü
arttırılarak, su ile saflaştırılmış maksimum etken maddeye sahip,
sağlık açısından risk yaratmayan, tek kullanımlık, hijyenik, su
bazlı saf propolis ürünlerinin piyasada olduğu bilgisini paylaşmak
isterim.

BAKTERİ, VİRÜS VE MANTARLARDAN KORUR

Propolis içindeki bileşenlerin sinerjik etkisi ile bakteriyel
enfeksiyonlardan korunmayı sağlamaktadır. 2018 yılında Biomedicine
& Pharmacotherapy dergisinde yayınlanan 19 çalışmayı içeren bir
derlemede propolisin bakteri hücresinin büyümesini durdurduğu,
bakterilerin hücre duvarını parçaladığı ve bağışıklık
sistemini uyardığı bildirilmiştir. Propolis buna ek olarak virüs ve
mantarlara karşı koruyucu etki de sağlamaktadır. 2018 yılında
yapılmış çalışmada herpes virüsünden kaynaklı uçuk hastası
400 kişi iki gruba ayrılmış, bir gruba günde 5 kez 4 gün boyunca
uçuk ilacı ve diğer gruba propolis özlü dudak kremi verilmiştir.
Propolis kaşıntı ve yanma semptomlarında diğer gruba kıyasla daha
fazla azalma sağlanmıştır. Ayrıca propolisin bir virüs olan
influenzaya karşı da koruyucu etki göstererek grip ve soğuk
algınlığı oluştuğunda hızla toparlanmaya yardımcı olduğu
farklı çalışmalar da bildirilmektedir.

MİDE VE BAĞIRSAK HASTALIKLARINDA FAYDALIDIR

  Propolis parazitlerin neden olduğu ve genellikle karın ağrısı,
ishal, şişkinlik, bulantı gibi belirtilerle ortaya çıkan
enfeksiyonlara karşı koruyucu etki göstermektedir. Laboratuvar
çalışmalarında propolisin özellikle bağırsakta enfeksiyonuna
neden olan parazit Giardia duodenalisin büyümesini ve çoğalmasını
engellediği bildirilmiştir. İnsanlarda yapılan önemli bir klinik
çalışmada ise Giardiasis enfeksiyonu olan yetişkin ve çocuklara
propolis verildiğinde iyileşme oranını artmıştır.

DİŞ SAĞLIĞINI İYİLEŞTİRİR

Propolis diş çürükleri ve diş eti iltihabına neden olan
Streptococcus mutans gibi bakterilerin gelişimini önler. Propoliste
bulunan apigenin bileşeni ise dişte biyofilm oluşmasını engeller.
Yapılan bir çalışmada günde 3 gün boyunca 2 defa 15 mililitre su
bazlı su propolisle gargara ile ağzı 1 dakika çalkalamanın plak
oluşumunu %45, biyofilm oluşumunu ise %60 oranında azalttığı
gösterilmiştir.

JİNEKOLOJİK HASTALIKLARDA FAYDALIDIR

Kadınların sıklıkla karşılaştığı vajinal enfeksiyon Candida
albicans gibi vajinadaki zararlı mikroorganizmaların büyümesi ve
pH’ın yükselmesi sonucu oluşmaktadır. International Journal of
Gynecology & Obstetrics dergisinde yayınlanan en az bir kez antibiyotik
tedavisi almış, tekrarlayan vajinal enfeksiyonu olan 54 hastaya 7 gün
boyunca propolis verilmiştir. Hastaların %75’inde vajinal tarama
testlerinde iyileşme ve %87’sinde de en az bir şikayetle ilgili azalma
sağlandığı saptanmıştır. Çalışma sonucunda propolisin vajinal
enfeksiyon hastalıklarında antibiyotik kullanmayan hastalar için
alternatif bir seçenek olabileceği bildirilmiştir.

NÖROLOJİK HASARI ÖNLER

Bilimsel araştırmalar propolisin aktif bileşenlerinden kafeik asit
fenetil ester(CAPE) ve pinosembrinin kuvvetli antioksidan ve
antienflamatuar etkileri ile epilepsi, multiple skleroz gibi nörolojik
hastalıklara karşı koruyucu olabileceğini göstermektedir. Fareler
üzerinde yapılan bir çalışmada propolisin beynin korteks,
hipokampus ve talamus bölgelerinde koruyucu etki oluşturduğu ve
beyinde nöron ölümü ve enflamasyonu önlediği saptanmıştır.

CİLDİ KORUYUCUDUR

 Propolis, kremler ve merhemler gibi dermatolojik
ürünlerde kullanılmaktadır. Cilt bakım ürünlerinde kullanımı
propolisin antialerjik, antienflamatuar, antimikrobiyal özelliklere ve
kollajen sentezi üzerindeki tetikleyici etkisine dayanır. Propolis
içerisindeki flavonid, fenolik bileşikler, terpenler, enzimler
inflamasyona neden olan reaktif oksijenleri azaltır, tip 1 ve tip 3
kollajen doku miktarını artırıcı süper etki oluşturmaktadır.

ANTİ KANSEROJEN ETKİLİDİR

Propolis hem kanserden koruyucu hem de kanser hastalarında tedavi
sürecinin etkinliğini artırıcı etkiye sahiptir. Bu etkiyi sağlayan
ve propoliste bulunan en önemli maddeler kuersetin, kafeik asit ve
klerodan diterpenoiddir. Propolis kanserden koruyucu etkisini iki yolla
sağlar: Bunlardan birincisi bağışıklık sisteminin önemli
elemanları olan T ve B lenfositleri etkinleştirerek bağışıklığı
güçlendirici etkidir. İkincisi ise antienflamatuar ve antioksidan
etkiyle kanser sinyalizasyon yolunu engeller. Kemoterapi ve radyoterapi
alan hastalarda ise kanser hücrelerinin ilaca hassasiyetini artırır,
organ hasarını önler ve böylece tedavinin etkinliğini artırır.

NASIL KULLANILMALI ?

Propolisi takviye edici gıda kapsamındaki düzenlemeler
nedeniyle 4 yaş altında çocuklarda kullanımını önermemekteyim. 4
– 10 yaş çocuklarda arasında 100 – 300 mg olarak propolis kullanımı
ise çok sağlıklıdır. Tüm yetişkinler de propolisi güvenle
tüketebilirler. Bağışıklık sistemi üzerindeki etkisini sağlamak
için en az 3 hafta kadar her gün düzenli propolis kullanımı en
uygun süredir. Yetişkinlerde ise günde 250 – 1000 miligram tüketimi
güvenlidir. Hamileler, emziren anneler ve herhangi bir nedene bağlı
ilaç kullananların ise mutlaka Doktor veya Diyetisyene danışarak
propolis kullanmalarını öneririm.