Dünya genelinde 29 milyondan fazla kişinin hastalanmasına, 935 binden fazla kişinin ölümüne neden olan koronavirüs vaka sayılarının yeniden artışa geçmesi hepimizi tekrar alarma geçirmiş durumda. Artık maske takmanın, mesafe ve hijyene dikkat etmenin önemini net biliyoruz ve bu kuralları uyguluyoruz. Bu temel önlemlere ek koronavirüsün yayılmasını azaltmak ve hastalıktan korunmak için önemli konulardan biri de bağışıklığı güçlü tutmak. Bağışıklık ile direk ilişkili, eşi benzeri olmayan besin ise anne sütü. Koronavirüs sürecinde bebeklerinin sağlığı için annelerin kendi sağlık ve hijyenlerine dikkat etmesi, maske takarak temiz, uygun bir ortamda bebeklerini emzirmeye devam etmeleri gerekiyor.

Anne Sütü Bağışıklığa En Büyük Destek

Doğumdan itibaren aldığımız ilk ve en değerli besin olan anne sütü vücut için gerekli olan besin bileşenlerini içeren en değerli besindir. Çeşitli enzimler, enzim inhibitörleri, immünoglobulinler, büyüme hormonları, büyüme faktörleri, antibakteriyel ajanlar gibi protein ve peptid yapılı öğeler ile yağ asitleri, vitamin ve minerallerden zengin içeriği yanında laktoferrin, lizozim, immünoglobülinler gibi bağışıklığı güçlendirici bileşenleri de yapısında bulundurmaktadır. Bu nedenle anne sütü viral enfeksiyonlardan koruyucu etki oluşturmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre; anne ve çocuğun sağlığını korumak amacıyla doğumdan sonraki ilk 1 saat içinde başlayacak şekilde 6 ay boyunca çocukların sadece anne sütü ile beslenmesi önerilmektedir.6 ay sonunda uygun tamamlayıcı beslenmeye geçilmesi ile beraber çocuklar 2 yaşına kadar emzirilmeye devam ettirilmelidir.

Anne sütü ile beslenmek bebeğin ileriki yaşlarda sağlıklı bir yaşamın temellerini atmak demektir. Yeni doğan beslenmesinde anne sütünün bebek sağlığı için birçok yararı bulunmaktadır. Anne sütü bebeğin organlarını gelişimini sağlamakta, bebeğin ileride yakalanabileceği birçok hastalığa karşı bebeği korumaktadır. Yeterli anne sütü alan bebeklerde doygunluk hissi daha gelişmiştir, obezite ve ilişkili kronik hastalıklara yakalanma riski daha düşüktür.

Anne Sütü Eşsiz İçeriğe Sahip

Anne sütündeki proteinlerin %60’ını whey proteinleri oluşturmaktadır. Bu nedenle anne sütünün sindirimi kolaydır ve vücut tarafından kullanılabilirliği yüksektir. Bebekler yaşamlarının ilk 6 ayı protein ihtiyacının tamamını anne sütünden karşılamaktadır. Anne sütü yağ içeriğinden de zengindir. Sinir ve görme sisteminin yapısına katılan esansiyel yağ asitlerini içermektedir. Anne sütündeki yağ içeriği başlangıçta daha düşüktür, emzirmenin devam ettirilmesiyle yağ içeriği yükselmektedir. Ayrıca anne sütünün %87’ini su oluşturur. Bu sebeple ilk 6 ay boyunca bebek su ihtiyacını sadece anne sütü ile beslenerek karşılayabilir.

            Anne sütünün kalsiyum ve fosfor oranının dengeli olması bu minerallerin emilimlerini kolaylaştırmaktadır. Anne sütünde minerallerin daha düşük olmasının sebebi bebeklerin henüz çok gelişmemiş olan böbrek fonksiyonlarını yormamaktır. Anne sütü demir içeriğiyle de bebeklerde demir eksikliği yaşanmasını önlemektedir. Bu özellikleri ile anne sütü bebeğin kemik mineralizayonunun sağlanması için uygun bir besindir. Anne sütü K ve D vitamini haricindeki tüm vitaminleri de bebekler için yeterli miktarda içermektedir.

             Üretilen mamaların hiçbiri anne sütünün yerini tutmamaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar anne sütü ile beslenen bebeklerde mama ile beslenenlere kıyasla orta kulak iltihabı, astım, tip 1 diyabet, tip 2 diyabet, atopik dermatit ve alt solunum yolu enfeksiyonlarının daha az sıklıkta olduğunu gösterilmektedir.

Emzirme Hem Anne Hem Bebek Sağlığını Korur

             Emzirme sırasında anne ve bebeğin tensel temas etmesi çok önemlidir. Emzirmek anne-bebek arasındaki bağı güçlendirmekte, anne sütünü artırmaktadır, glikoz seviyelerini dengeler ve bebeğin vücut sıcaklığını korumada etkili olmaktadır. Emzirme, bebeklere birçok yararının olmasının yanı sıra annenin ruhsal sağlığına iyi gelerek depresyon riskini azaltmaktadır. Ayrıca emzirme anneyi obezite, kalp hastalıkları, tip 2 diyabet, romatoid artrit ve safra kesesi hastalıklarından karşı koruyucu etki oluşturmaktadır.

Koronavirüs Pandemisinde Anne Sütü

            Pandemi gibi olağanüstü durumlarda anne sütü ile beslenmenin önemi daha da artmaktadır. Ancak bu süreçte annelerin kafasında bazı soru işaretleri oluşabilir. Bunlardan en önemlisi virüse enfekte olan annelerin emzirme yoluyla bebeklerine koronavirüsünün bulaşma ihtimalidir. Ancak anne koronavirüs pozitifse bile maske ile uygun şartlarda bebeği emzirdiğinde bebeğe koronavirüs bulaşı olmamaktadır. Yani anne sütüne koronavirüs geçmemektedir.

Anne sütünde koronavirüs varlığını değerlendiren Çin’de yapılan bilimsel çalışmada enfekte annelerden alınan süt örneklerinde koronavirüs varlığı incelenmiş ve sonuçlar negatif bulunmuştur. Buna ek olarak yapılan başka bir bilimsel çalışmada sonucunda anne sütünde bulunan antikorun( IgG) koronavirüse karşı koruyucu etkisi tespit edilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü, enfeksiyon şüphesi veya teşhisi bulunan annelerin bebeğin sağlığı için emzirmeye devam etmesi gerektiğini ifade etmiştir. UNICEF de enfekte annelerin emzirmeden önce ve sonra maske takmak, el hijyenine dikkat etmek gibi önlemler alarak emzirmeye devam etmesini önermektedir. Anne sütü verilmeyen bebekler, COVID-19 sırasında anne vücudunda üretilen antikor proteinleri ve anne sütündeki bağışıklığı güçlendiren bileşikleri alamayacaklardır. Yaşanacak olan bu yetersizlik sonucunda bebekler COVID-19 gibi birçok bulaşıcı hastalığa karşı açık duruma gelecektir. Bu nedenle anne enfekte bile olsa anne sütü asla kesilmemelidir. 

             Koronavirüs enfeksiyonunun ağır olarak geçirildiği durumlarda ise annenin sütünü sağarak vermesinin daha iyi bir tercih olduğu görülmektedir. Sütlerini sağarak veren annelerin her sağma işlemi öncesinde el hijyenine dikkat etmesi gerekmektedir. Sağma işlemi sonrasında kullanılan ekipmanlar yıkanmalı ve dezenfekte edilmelidir.

Bebeği Emzirirken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Koronavirüs sürecinde annelerin, bebeklerinin sağlığı için aşağıdaki konularda daha hassas olmalarını öneririm.

1.     Emzirirken veya süt sağılırken maske takılması,

2.     Annenin vücut temizliğine dikkat etmesi ve ellerin sık sık en az 20 saniye yıkanması, ellerin yıkanamadığı durumlarda alkol içeren el dezenfektanlarının kullanılması,

3.     Annenin bulunduğu ortamı sık sık havalandırması,

4.     Kıyafetlerin en az 60-90 derecede yıkanması,

5.     Annenin dengeli beslenerek uyku düzenine dikkat etmesi gerekmektedir.