Haşimoto tiroid hastaları düzenli zayıflayabilir. Kilo veremez diye bir bilgi doğru değildir. Sadece düzenli yürüyüş yapılması ve az sağlıklı karbonhidrat içeren öğünler tüketilmesi yeterlidir. Haşimoto tip tiroid hastaları açlık diyetleri, aralıklı oruç gibi uzun süren açlık diyetleri yapmamalıdır. Bu şekilde zayıflama diyeti yapan Haşimoto tiroidili hastaların tiroid bezleri büyüyerek tiroidin dokusunda zararlar oluşabilmektedir. Bu hastaların demir, magnezyum, selenyum ve çinkodan zengin besinler tercih etmeleri tiroid sağlığı açısından çok önemlidir.

HER TİROİD HASTALARI SÜT İÇMESİN LAKTOZU ELİMİNE ETSİN DİYEMEYİZ:

Tiroid hastalarının aynen tiroidi olmayan insanlar gibi öncelikle sağlıklı beslenmesi gerektiğinin altını çizelim. Tiroid hastalıkları içinde Haşimoto tiroid olarak bilinen tiroid antikorlarının yükselmesiyle karakterize olan bu hastalıkta ülkemizde her Haşimoto hastasına laktozsuz diyet önerisi yaygınlaşmaya başlamıştır. Burada söylenilen sütteki laktozun antijen etkisi yaptığı ve tiroid bunu yabancı madde gibi görüp antikorları arttırmaya gittiği söylenmektedir. Bu söylem bu yanlış bilgiyi şöyle düzeltmekte yarar görüyorum. Öncelikle laktoz tiroid hastaları için antijenik bir özellik göstermemektedir. Sadece Haşimoto tiroid hastalarında laktoz intoleransının sık görülmesi (yaklaşık % 75’i) nedeniyle ilaç altında tedavi gören gören ve TSH yüksek olan tiroid hastalarında laktoz intoleransının varlığı gösterilirse o zaman bu hastalarda laktoz eliminasyonu yapmak yarar sağlamaktadır. Yani ilaç kullanmayan Haşimoto ve laktoz intoleransı gelişmemiş olan diğer tiroid hastalarında laktozu beslenmeden çıkartmak kesinlikle önerilmemektedir. Laktoz intoleransı olan ilaç kullanan haşimoto hastalarında ilacın bağırsaklardan emiliminde sorun olduğu ve daha yüksek doz ilaç kullanmaya olanak sağladığı bilindiğinden sadece bu tip hastalarda laktozusz diyet uygulaması önerilmektedir.

TÜM HAŞİMOTO TİROİD HASTALARI GLÜTENİ ÇIKARMAMALI:

Genelde otoimmün sistem hastalıklarında glütenin, gliadinin tiroid antikorları ile çapraz reaksiyon gösterebildiği bildirilmektedir. Ayrıva lenfosittik tiroid hastalarında Çölyak ve Gluten enteropatisi görülme sıklığı normal bireylere göre 10 kat daha fazladır. Yapılan bazı araştırmalarda gluten eliminasyonunun Hashimoto tiroidi olan hastalarda yarar sağlayabileceğini gösterse de Çölyak olmayan Hashimoto tiroit hastaları için direk glütensiz diyet tavsiye edilmemektedir. Fakat Çölyak ya da glütene hassasiyeti belirlenen hastalara glütensiz diyet uygulanması çok yerindedir. Glütensiz diyet demir, kalsiyum, çinko, manganez, magnezyum, selenium, D, B12 ve folat vitaminleri açısından yetersiz bir diyet olup tiroid fonksiyonlarının devamlılığı tiroid bezinin sağlığı ve bağışıklık sisteminin de temel mikro besin öğeleridir. Bu nedenle glütensiz diyette bu mikro besin öğeleri mutlaka desteklenmelidir.

TİROİD HASTALARI ÇİĞ KARA LAHANA, TURP YEMEMELİ:

Bazı besinlerde doğal olarak bulunan guatrin bileşiğine guatrojenler denilmektedir. Guatrojenler iyot yetersizliği durumunda tiroid hormone üretiminde görevli olan tiroid peroksidaz aktivtesini bozarak tiroid bezinin büyümesine neden olduğu belirtilmektedir. Guatrojenik besinler; brokoli, turp, beyaz lahana, Brüksel lahanası, şalgam, karnabahar, marul ve hardal tohumudur. Pişirme ile bu besinlerdeki tiyosiyonatlar yani guatrojen bileşenler azalmaktadır. Ayrıca soya fasülyesindeki izoflavon, genistein ve daidzein antioksidanların iyot yetersizliği durumunda guatrojenik etki gösterebildiği bildirilmektedir. Soya takviyeleri hipotiroidizm riskini 3 kat arttırdığı belirtilmektedir. Özetle iyot yetersizliği durumunda bu besinler fazla yenirse guatrojenik etki gösterse de pişirildiğinde tiroid hastaları için risk yaratmamaktadır.

TİROİD HASTALARI METABOLİZMALARINI KORUYABİLİR:

Tiroid hormonu günlük dinlenme halinde harcanan enerjinin denetiminden % 30 sorumludur. Ayrıca tiroid hormonlarından T3, T4 karbonhidratların enerji olarak kullanımı, proteinlerin dokularda nasıl onarım yapacağı gibi önemli metabolik yollardan da sorumludur. Tiroid hormonu yetersizliğinde her hastada olmasa da kilo alma açıkçası bu metabolik değişikliklerden dolayı karşımıza çıkmaktadır. Tiroid ilacı kullanımı ile tiroid fonksiyonları normale geldiğinde metabolizmada rahatlamakta ve kilo kaybı da gayet normal düzeninde olmaktadır. Tiroid hastaları düzenli zayıflayabilir hatta metabolizmalarını arttırabilirler.

TÜM TİROİD HASTALARI SELENYUM KULLANMAMALIDIR:

hayır her tiroid hastası selenyum minerali kullanmamalıdır. Selenyum Glutatyon Peroksidaz dediğimiz vücudumuzda bağışıklık sisteminin güçlü çalışmasında rol oynayan bir enzimdir. Bu enzimin dzügün çalışmaması sadece haşimoto tip tiroid hastalarında antikor artışına yol açabilmektedir. Haşimoto tip tiroid hastalarında yeterli selenyum alımı hem iyodun toksik etkilerini ortadan kaldırmakta hem de tiroid kanserinden koruyucu etki sağlamaktadır. O nedenle tiroid hastaları gelişigüzel diyet destekleri kullanmamalı mutlaka Hekime danışarak doğru desteği almalıdır.