Metabolizmamızı hızlandırmak açıkçası oldukça zor bir süreç. Çünkü metabolizmanın yaşam sürecinde maalesef düşme eğilimini durdurmak ancak ciddi kas egzersizleri yapmakla ve düzenli sağlıklı beslenmek ve öğün sayısını mutlaka istikrarlı bir şekilde 3 ana öğün olarak tüketimini sağlamaktan geçiyor. Fakat bugün bize birçok araştırma metabolizmayı düşüren bazı etmenlerin olduğuna dikkat çekiyor.
ŞİDDETLİ VE SIK KİLO VERME PROGRAMLARI UYGULAMAK:
Sık zayıflama diyetleri uygulamak özellikle DİNLENME SIRASINDA VÜCUDUN HARCAMA EBERJİSİNİ azaltarak genel metabolizmamızı da yavaşlattığını gösteriyor. İnsanlar sık diyet yaparak kilo verdikçe bazal metabolizma hızları yani istirahat halindeyken temel işlevler için kullanılan enerji harcaması büyük derecede yavaşlıyor. Özellikle kas kaybı ile sonuçlanan zayıflama programları metabolizmayı önemli derecede yavaşlatıyor. Genelde çok kilo verimiyle sonuçlanan zayıflama programlarında metabolizmanın yavaşlaması sebebiyle yeniden kilo alımının olması çok doğal bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Eğer kas kütlesini koruyarak ve düzenli ama dramatik çok hızlı zayıflama diyetleri değil de dengeli bir sağlıklı zayıflama metodu uyguladığınızda dinlenme anında harcanan enerji ve bazal metabolizma hızı dramatik bir şekilde düşmüyor.
KITLIK ŞEKLİNDE AÇ KALMAK
Kıtlık yaşıyormuşçasına açlık diyetleri uygulamak metabolizmayı anormal olumsuz etkilediğini unutmamak gerekiyor. Bunu vücudumuzun tutumlu gen teorisiyle açıklıyor bilim insanları. Tutumlu gen teorisine göre anne karnında bebeğin gelişimi sırasında annenin karşılaştığı olumsuz çevre şartları ve yetersiz beslenme koşulları sonucu bebeğin düşük doğum ağırlığı ile doğan bir bebeğin ileride Tip 2 diyabet hastalığına yakalanma riskini arttırdığını belirlemiştir. Aynı şekilde yine tutumlu gen hipotezine göre uzun dönemde çok düşük kalorili besinlerle beslenmek zorunda kalan kişiler “tutumluluk genine” sahiplerse yüksek kalorili besinlere eriştiklerinde obezite hızla gelişmekte ve Tip 2 diyabet hastalığına da er yada geç yakalanabilmektedirler. Yani vücut bu kişilerde yüksek enerji depolama yeteneği geliştirmektedir. Bu nedenle uzun süre az yemek, sonra birden besin bolluğuyla karşılaşarak yemek yeme metabolizmayı yağ depolamaya yöneltmektedir.
KAHVE, KIRMIZI ACI BİBER METABOLİZMAYI ETKİN HIZLANDIRMAZ
Aslında metabolizmayı hızlandırmak için kahve, acı biber ve birçok baharatı tüketmenin metabolizmayı tahmin edilenden çok daha fazla hızlandıracağı fikri genel olarak kabul görmektedir. Açıkçası metabolizmayı dengeleyen ve düşmesini önleyen en önemli kural aslında kahve, acı biber değil daha çok protein içeren besinlerdir. Kahve, acı biber, karabiber gibi baharatların metabolizma üzerine olumlu etkileri genel olarak bilimsel çalışmalarda çok çok az yani ihmal edilebilir düzeyde olduğunu bildirmektedir. Fakat öğünlerin proteinden zengin olması ve dengeli bir öğün içeriği termik enerjiyi % 8 veya 12 kadar arttırabilmektedir. Dengeli beslenme içinde yeterli protein alımı yanı sıra sağlıklı karbonhidrat ve sağlıklı yağların bulunması metabolizma üzerinde majör etkili olduğu belirtilmektedir. Kahve ve baharatlar da sağlıklı beslenme içinde yeterli kullanıldığında yani yeterli protein, karbonhidrat ve yağ alınan bir beslenme uygulandığında biraz daha etkin artışı tetikleyebilmektedir. Her gün yumurta, süt ürünleri ve yağsız et çeşitleri yemenin metabolizmayı kahve ve acı biberden çok daha fazla etkilediği bir gerçektir.
KASLARINIZI YAŞAM BOYU YAPILANDIRIN
Eğer yaşa bağlı kas kaybını azaltıp, hatalı beslenme uygulamalarıyla kaybolan kasın önüne geçebilir ya da arttırabilirseniz metabolizma hızının düşüşünü de en etkin bir şekilde korumuş olursunuz. Herhangi bir vücut ağırlığında daha fazla kas ve daha az yağ oranına sahip olursanız metabolizma hızını da o kadar yüksek olur. Bunun nedeni kasların dinlenme sırasında yağ dokusundan daha çok enerji kullanmasından kaynaklanmaktadır. Daha fazla kasınız varsa yediğiniz yiyeceklerden gelen kalorileri daha hızlı yakarsınız. Vücut ağırlığınız, hafif ağırlıklar veya dayanıklılık egzersizleri ile kaslarınızı yapılandırabilir metabolizma düşmesinin önüne geçebilirsiniz. Bu ne sıklıkta olmalı derseniz haftada en az 3 kere kendi vücut ağırlığıyla yapılacak egzersizle sağlanabildiği bildirilmektedir.
KARŞI KOYAMADIĞIMIZ YAŞLANMA METABOLİZMAYI YAVAŞLATIR
Yaş aldıkça aynı miktarda kas ve yağ dokusuna sahip olsanız dahi metabolizma maalesef kademeli olarak yavaşlıyor. Yani 60 yaşında istirahat halindeyken 20 yaşına göre daha az kalori yakmak kaçınılmaz oluyor. Bu sürekli azalmanın 18 yaşından itibaren başladığını ve bunun neden gerçekleştiğini bugüne kadar araştırmacıların cevaplayamadığı bir metabolizma sorusu olduğu belirtiliyor. Her şeyi hemen hemen aynı tutsanız bile yaşlandıkça enerji ihtiyaçlarınız neden düşüyor sorusu en büyük gizem. Bu nedenle en azından değiştirebileceğimiz ve komtrol altına alabileceğimi doğru aktivite ve sağlıklı beslenmenin yaşam boyu metabolizma üzerinde en etkili koruyucu faktör olarak görüldüğü belirtiliyor