ZAYIFLAMA İLAÇLARINI ÖNERMİYORUM

Hiç düşündünüz mü? Neden zayıflamak için ilaç kullanmaya bir yatkınlık var? Ve her zayıflama ilacı kullanımı deneyiminin ardından çok ciddi yan etkiler hatta ölümler bildirilmesine ve ilaçların piyasadan kalmasına rağmen kıyasıya ilaca karşı istek bulunmakta. Bunun birçok nedeni olabilir ama baskın olanı iştahımı kontrol altına alamıyorsam o zaman bunu bir ilaçtan bekleyebilirim fikrinin bulunması. Diğer bir sebebi ise  kilo verirken sağlığım bozulabilir daha yavaş ve doğru yoldan kilo vereyim derken zayıflama ilaçlarına karşı her ne olursa olsun gözü kapalı evet demek “terazide rakamın azalması hazzı” denilen duygunun karanlık yüzünün de ortaya çıkmasının temel nedeni diyebilirim. 

İlaçla zayıflama fikri yeni değildir. Tam 127 yıl önce 1892 yılında zayıflamaya yönelik ilk ilaç tipi olarak tiroid ilaçları ile umut aranmıştır. Zayıflama uğruna tiroid ilacı kullanan sağlıklı şişmanların “hipertroidi” dediğimiz hızlı çalışan tiroit hastalığına neden olması ile zayıflama uğruna bu ilaçtan vazgeçilmiştir. Aradan 40 yıl geçmesine rağmen zayıflamada ilaç arayışı devam etmiş 1932 yılında ise dinitrofenol içeren vücut geliştiricilerin kullandığı farklı bir ilaç ile zayıflama serüveni başlamıştır. Yıllar içinde bu ilacın nöropati yani sinir uçlarında oluşan iltihap ve gözde katarakta neden olması ile ilaç piyasadan çekilmiştir. Fakat piyasadan çekilse de 1937 yılında doping olarak adlandırılan iştahı kesmek için beyinde etkili olan bu etken maddeli ilaçlar kullanılarak kilo verilmeye çabalayanlarda bağımlılık ve şizofreni ciddi gibi yan etkilerinin ortaya çıkması ile durumun tehlikesi karşısında yasaklı ilaç kategorisine alınmıştır.

31 yıl obezite ve ilaç arasında bu ciddi yan etkiler nedeniyle hiçbir ilaç uluslar arası önemli tıp kuruluşlarında deneysel çalışmalar yapılarak zayıflamada kullanılabilir onayı alamamıştır. 1968 yılında sentetik, kimyasal ilaçlardan umduğunu bulamayan araştırmacılar bitkisel ürünlerin laboratuvarda hap şeklini üreterek “doğal, zararsız” reklamı ile diüretik etki yaratan yüksük otundan tabletleri zayıflatmak için piyasaya sürmüşlerdir. Fakat bu ilacı kullananlardan aritmiye bağlı ölümlerin olması ile her ne kadar bitkisel denilse de vücudun kimyasında bıraktığı hasar ve değişiklikler insan biyolojisine uymadığı için ölümle sonuçlanması ile piyasadan çekilmiştir.

1985 yılında araştırmacılar madem bu bitkisel ve kimyasal haplardan yarar sağlanamıyor bunu jelatin temelli midede hacim yaratan sıvı formüllerle çok düşük kalorili içeceklerle deneyip zayıflatmayı amaçlayalım dediler. Açıkçası bir öğünde fazla yiyen bir şişman kişiye yemeğin yerine bu formülü veya sıvıyı kullanmanın hiçbir zararı olmayacakmış gibi görünmesine rağmen kullananlardan kardiyovasküler kalp hastalığına bağlı ölümün oluşması ile zayıflama sektörü ciddi bir karmaşa ile obezitede güvenli tedavinin bu yapay maddelerle olamayacağı kararını almıştı ve ürün piyasadan toplatılmıştı. 

1997 yılında fentermin etken maddeli ilaç çıkana kadar. Bu ilaç ile kardiyak bozukluk ve pulmoner hipertansiyon, 1998’de fenilpropanol ile kalp krizi, 2003’de Ma Huang denilen efedrin içeren hapla kalp krizi ve inme, 2008 yılında rimonbant denilen ilaçla intihar girişimine meyil artık zayıflamada ilaca karşı güveni ortadan kaldırmıştır. 2010 yılında uzun zamandan sonra Amerikan İlaç Dairesi sibutiramin madde içeren beyine etkili tokluk sağlayan ilaca onay vermiş, peynir ekmek gibi zayıflamaya çalışan kilolu kişiler kullanmış olsa da kalp hastalıklarına bağlı ölümlerin dünyada her bölgeden rapor edilmesi ile ilaç piyasadan çekilmiştir. 

Bugün hala bazı psikiyatr ilaçları ve yeni nesil zayıflama ilaçları ile zayıflamaya yönelik araştırmalar denemeler devam etse de güvenilir bir ilaç obezite tedavisinde önerilmemektedir.

Görüldüğü gibi zayıflamak için kullanılan yüzyıllardır üretilen, keşfedilen ilaç veya bitkisel destek hem zayıflamaya katkısı olmamış hem de ciddi yan etki ve ölüme varan sonuçlarla süregelmiştir. Günümüzde ne olursa olsun sağlıklı zayıflamanın en güvenli yolu sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanma ve düzenli fiziksel aktivite yapmaktan geçtiğini unutmamalısınız.